Bir Çınar Daha Devrildi: Oktay Sinanoğlu

Herkesin bıraktığı yerden biz başlarız!(Prof. Dr. Oktay Sinanoğlu)

Ülkemizin bir çınarı daha devrildi; Oktay Sinanoğlu. Bir süredir durumunu Facebook sayfası ve hayran hesapları üzerinden takip ediyordum. Tam da ümitler yeşermeye başlamışken, Florida'dan memleketine, o çok sevdiği vatan toprağına taşınması için çalışmalar yapılırken... Allah rahmet eylesin...

Sanırım aslında bu onun kaderiydi, imtihanıydı belki de; çünkü babası İtalya'da başkonsolosluk yaparken o da İtalya'da doğmuştu, doğumu gibi ölümü de vatan toprağına hasretle Amerika-Florida'da oldu. En üzücü şeylerden birisi de buydu belki de... Facebook sayfasından durumunu, eşi Dilek Hanım günü birlik paylaşıyordu sağolsun, bizler de ancak öyle takip edebiliyorduk. Yorumlarda herkes dua ediyordu, herkes iyileşmesi için elinden geldiğince çırpınıyordu. Yapabileceğimiz başka bir şey de yoktu aslında...

Ama esas üzücü olan; Oktay Sinanoğlu'nu ve onun bilim adamlığını, gönül adamlığını tanımayan insanımızın haliydi. Ben 'Bye Bye Türkçe' kitabıyla tanışmıştım ilk. O zamanlar 'Türkçe hastası' olan benim için 'En büyük Türkçeci' Oktay Sinanoğlu'ydu. Bilim adamı olduğunu, hatta Avrupa'nın ve Amerika'nın en genç profesörü(28 yaşında) olduğunu, hele hele kimyacı ve biyolog olduğunu çok sonraları öğrenmiştim.

DNA sarmalının içeriğini ve oluşumunu tam anlamıyla açıklayan, Türkçe'nin matematiksel yapısından dolayı en iyi dil olduğunu söyleyen Oktay Sinanoğlu, değeri -gerektiği gibi bilinmeyen- bir bilim ve düşünce adamımız olarak, kendi vatan evlatlarının -maalesef- kendisinden bihaber olduğu dev bir çınardı.

Daha fazla uzatmadan Oktay Sinanoğlu'nun gençlere bir tavsiyesi ile bitiriyorum;

GENÇLER Türkiye’ de adet haline gelmiş göstermelik işlerden kaçının. Sırf üniversite bitirdi desinler diye ananız babanız Amerika'da mastır yaptı diye övünebilsin diye yükseköğrenime gitmeyin. Sonunda ancak kendinizi kandırırsınız. Temel gayeleriniz kendinizin ufak çıkarları ötesinde kendiniz dışında bu ülke bu ulus Türk dünyası Avrasya insanlık için olsun. Yüksek hedefleriniz için çalışın. O zaman kendi durumunuz da kendiliğinden düzelecektir. Maddiyat ile maneviyatı dengeleyin. Formülünüz ‘bilim’ + 'gönül'dür. Bu iki kanadın biri eksik olursa ne kendinize ne de insanlığa hayrınız dokunur...